Sadık Yağcı ( Dr. )

Bir Mutlu İnsan: Dr. Sadık Yağcı

Dr.Tuna Esin
Genel Cerrahi Uzmanı

Her insan yaşamında kendisine bir çerçeve çizer ve özgörev belirler. Ulaşmak için çaba gösterdiği hedefe giden her adımla birlikte mutluluk duyar. Hiç kuşkusuz bir çerçeve çizemeden, kalabalık toplumda kaybolan, bir özgörev bile belirleyemeden kendi günübirlik yaşamları içinde ömür tüketenler de çoktur. Ama Dr.Sadık Yağcı onlardan değildi.

01

Onu toplum hekimliğine gönül verenler arasına katan, kendisi için belirlediği özgörevi idi. Dr.Sadık Yağcı, bir insan olarak duyarlılığını, bir hekim olarak edindiği bilgi-deneyim birikimini insanların hizmetine sunmaya kararlıydı. Kendisine çizdiği çerçeve de Isparta ve çevresiydi. Isparta’nın Atabey ilçesinde doğmuştu. Doğup büyüdüğü yer olan Atabey’e sevgisi örnek düzeydeydi. Atabey ilçesine bağlı İslamköy doğumlu olan Şevket Demirel onun için şunları söylüyor :

“Isparta’lı pek çok doktor , burada çalışıp para kazandıktan sonra büyük şehirlere gittiği halde, Sadık Yağcı, Isparta’yı terk etmemiş, emekliğinde de burada sağlık hizmetlerinde çalışmıştır. Bu bakımdan da Isparta kendisine minnettardır. Dr.Yağcı’nın eğitimcilik yönü de herkesin az bildiği bir özelliğidir. Atabey’de yaptırdığı kimsesiz kızlar yurdunun hamisi idi. İslamköy’de, kimsesiz çocuklar yurdu için, isteği üzerine yaptırdığım ve babam Yahya Çavuş’un adını verdiğimiz modern yurtta onun gayreti saklıdır. Isparta Huzurevi’nde, Isparta Kimsesiz Çocuklar Yurdu’nda uzun süre görev alarak amaca uygun çalışmalarında öncü olmuştur”.

Dr.Sadık Yağcı’nın en önemli özelliklerinden biri de, başarılara, toplumla birlikte yürüme çabasıydı; o bir sivil toplum örgütü önderiydi. 1960’lı yılların başında, İl Sağlık Tesisleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği’ni kurdu. 1970 yılında Türkiye Aile Planlaması Derneği, Isparta Şubesi’ni kurdu. 1984 yılında Isparta-Burdur Tabip Odası’nın kurulmasında öncülük etti ve ilk başkanlığını üstlendi. Daha sonra da odanın Onursal Başkanlığı’na layık görüldü. Bunlar gibi daha bir çok gönüllü örgütün kurulmasına ön ayak oldu, destekledi, bu kuruluşlarla el ele çalıştı. Kendisi de tüm başarılarının altında, halkın katılımının ve coşkusunun yattığını çok iyi biliyordu. Başım ağrıyor diyenlere, hastayım diyenlere yardımcı olan, tansiyon aletiyle köy gezilerine gönüllü katılan oydu.

1947 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra; meslek yaşamına başladığı kurum, onun için yeni bir okul olmuştur. Mecburi hizmetini, Beşikdüzü Köy Enstitüsü Sağlık Bilgisi Öğretmeni ve Sağlık Şefi olarak yapmıştır. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlığını ise, 1954-57 yılları arasında İzmir Çocuk Hastanesi’nde tamamlamıştır. 1957 yılında kendi isteğiyle Isparta’ya tayin edildiğinde; ilde, 1 kadın doğum uzmanı, 1 çocuk uzmanı ve 7 ebe dışında sağlık personeli yoktu. O günkü adıyla Çocuk Servisi, 10 metrekare büyüklüğündeydi ve 4 çocuk karyolası alabiliyordu. Çocuk sağlığı konusunda, il düzeyindeki bu yetersizlikler, onu hızla çalışmaya itti. 17 Eylül 1958′ de o zamanki Başbakan Adnan Menderes’in de katıldığı bir törenle Doğumevi ve Çocuk Bakımevi’ni hizmete açtı. Halk sağlığı konusunda özellikle kırsal alanda etkili olacak ebe ihtiyacını karşılamak için 1959 yılında Isparta Doğumevi bünyesinde Köy Ebe Okulunu ve ayrıca ana ve çocuk ölümlerinin fazlalığını saptayarak, Isparta Ana Çocuk Sağlığı Merkezi’ni faaliyete geçirdi. Burada koruyucu hekimliğe önem vererek 1960-1961 yıllarında onbeşbin çocuğa, DBT ve Çiçek aşısı uygulanmasını sağladı.

Dr.Sadık Yağcı’nın bu toplumcu potansiyelini farkedenlerden biri de, o zamanki Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı müsteşarı Dr.Nusret Fişek’ti. Onun da desteğiyle Isparta’da bir Sağlık Koleji ve ardından çağdaş ölçütlerde bir Doğum ve Çocuk Bakımevi yapımı programa alınarak, 17 Ekım 1966 tarihinde Sağlık Koleji, 12 Kasım 1968 tarıhınde Doğumevi Hastanesi’ni hizmete açtı. Isparta’da sağlık alanındaki gelişmeler sonunda ortaya çıkan kan gereksinimini karşılamak üzere, 1974 yılında yeni bir bina inşa ederek, Kan Bankasını faaliyete geçirdi. 1979 yılında 50 kişilik Doğum ve Çocuk Kreşini açtı. Yine izleyen yıllar içinde Diş Sağlığı Merkezi, yaşlılar için Huzurevi, Devlet Hastanesi’ne 250 yatak eklenmesi ve donatımı, patoloji laboratuvarı kurulması, diyaliz merkezi , göz ve KBB polikliniğine modern cihazların alınması için yoğun çalışmalar yaptı. 1990 yıllarının başında kendi birikimleriyle yaptırdığı binayı, “Ana ve Çocuk Sağlığı Merkezi” olarak kullanılmak dileğiyle, Sağlık Bakanlığı’na bağışladı. 1966 yılında ortaya attığı Isparta’da bir tıp fakültesi kurulması düşüncesini, ısrarla ve inatla izlemiştir. Bu konuda bir çok etkili kişiye ulaşıp, onları Isparta’ya getirerek, hedefine ulaşmıştır. 1992 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi’ne bağlı Tıp Fakültesi açılmıştır.

Dr. Sadık Yağcı mesleğe başladığı ilk günden itibaren klasik görev anlayışı sınırlarını aşarak, toplum çıkarlarını kişisel çıkarlarından önde tutarak, fiziki, maddi ve manevi olanaklarını sağlık kesiminde kullanmayı ilke edinmiş, zaman sürecinde gerek yaptığı, gerek yapmakta olduğu tüm çalışmalarıyla ve bıraktığı kalıcı eserlerle hem topluma hem de tıp dünyasına, her zaman minnet ve takdir ile anılacak bir örnek oluşturmuştur.

Onu en çok mutlu eden, 1997 yılında, Türk Tabipleri Birliği tarafından Prof. Dr. Nusret Fişek anısına verilen Hizmet Ödülü ile ödüllendirilmesidir. Yaşam kesitinde bir çok kez Nusret Fişek’le buluşmuş olduğu; Isparta-Burdur Tabip Odası kurucu başkanlığı döneminde de Nusret Fişek’in Türk Tabipleri Birliği Başkanı olduğu da gözönüne alınırsa, onun için bu ödülün anlamı daha iyi anlaşılır.

Dr. Sadık Yağcı, dolu dolu geçen 80 yıllık bir yaşam sonu tedavi edildiği Ege Tıp Fakültesi’nde 23.12.2003 tarihinde vefat etmiştir.

Bugün, Isparta’da doğup büyüyen her vatandaş çocukluk döneminde mutlaka onun tarafından muayene ve tedavi edilmiştir. Yalnız merkezde değil, Isparta’nın ve komşu illerin bütün çocuklarının sağlığına bir ömür harcadı. Baktığı çocuklardan yetişen binlerce genç doktorun arasından, bir tanesi bile, onun özverisini ve insan sevgisini örnek alsa, onun bıraktığı büyük bir yapıt sayılacaktır.

Onun ruhu, Atabey’in tarih kokan ikliminde gezen kahramanların ruhlarına karışmıştır. Çünkü o bir insan sevgisi kahramanıydı. Isparta Doktorunu her zaman minnet ve şükran ile anacaktır.

Diğer Yazılar